Kuzey’de Savaş Eşiği Geçildi Mi? Ukrayna – Rusya Gerilimi Siyasi-Askeri Değerlendirmesi

LinkedIn

KUZEY’DE SAVAŞ EŞİĞİ GEÇİLDİ Mİ?

UKRAYNA – RUSYA GERİLİMİ SİYASİ-ASKERİ DEĞERLENDİRMESİ

Dr. Can Kasapoğlu, Güvenlik & Savunma Programı Direktörü, EDAM 

  • Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, halihazırda, bir yandan askeri reform çabaları yürütürken diğer yandan da, son üç yılda sözleşmeli personelin üçte birinin ayrılmasına mal olan personel sorunları ile karşı karşıyadır. Kimi kaynaklar, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri yüksek komuta kademesinin Sovyetik köklerinin bu hususta ciddi bir sorun teşkil ettiğini vurgulamaktadır.
  • Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna sınırına ve işgal altındaki Kırım’a ve sınır bölgelere askeri sevkıyatlarını sürdürse de, ilgili tahkimat, Ukrayna’nın işgaline yönelik bir genel taarruz için, henüz, uygun seviyede değildir. Yine de, Moskova’nın askeri manevraları, ABD Avrupa Komutanlığı’nın yüksek teyakkuz durumuna geçmesine neden olmuştur. Ukrayna, Biden Yönetimi’nin Rusya’ya ilişkin siyasasının ilk ciddi test merkezi de olacaktır.
  • Açık-kaynaklı veriler, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri’nin, Güney Askeri Bölge sorumluluk sahasına yeni muharip birlik kaydırdığını belirtmektedir. Söz konusu sevkıyat, bir genel taarruz durumu endikatörü değildir. Öte yandan, sevk edilen birlikler arasında Rus Hava İndirme Kuvvetleri’ne (VDV) bağlı unsurlar bulunması (56. Tugay) dikkat çekicidir. Bilindiği gibi, Rus VDV birlikleri, Afganistan ve Çeçenistan’daki muharip görevlerin yanı sıra, Gürcistan ve Ukrayna’nın işgalinde de önemli bir yer tutmuştur. Ayrıca topçu ve çok-namlulu roketatar unsurlarının gözlemlenmesi, sınır boyunda, Ukrayna hedeflerinin ateş-destek yetenekleri ile baskı altına alınmasını kolaylaştıracak konseptleri mümkün kılmaktadır.
  • Siyasi olarak, Kremlin’in artan tırmanma stratejisi ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’i, Kırım ve ülkenin doğusundaki Rus işgal kazanımlarını tanımaya zorlamaya çalıştığı değerlendirilmektedir. Avrupa’nın (özellikle, Fransa ve Almanya), Kiev’in ülke toprakları üzerindeki tam egemenliğine ilişkin somut adımlarla desteklenen kararlı bir tutum gösterememesinin, dolaylı da olsa, Moskova’yı cesaretlendirdiği görülmektedir. Dolayısıyla, mevcut tırmandırma stratejisinin odağında, yeni kazanımlar elde etmekten daha çok, Zelensky yönetimini, Rusya’nın fiili kazanımlarına zorlama amacının olduğu söylenebilir.
  • Rusya Federasyonu’nun gerilimi artırmasındaki bir diğer amaç da, örneklerini daha önce Gürcistan şimdi de Karabağ’da müşahede ettiğimiz üzere, Ukrayna’nın doğusuna bir Rus ‘barışı koruma’ misyonu konuşlandırmak için gerekli zeminin hazırlanması olabilir. Bahse konu ‘barışı koruma’ misyonunun uzun dönemli sonuçlarının nereye varabileceği, Gürcistan’ın işgali sürecinde açıkça görülmüştür.
  • Halihazırda düşük bir ihtimal olmakla birlikte, genel bir Rus taarruzu karşısında, tam bir seferberlik ilan etmeden, Ukrayna birliklerinin sorumluluk sahalarını müdafaa etmesi oldukça zordur. Tam bir seferberlik ile uzun süreli bir çatışma ise, Ukrayna ekonomisi için yıkım anlamına gelecektir. Öte yandan, halen Kırım’ın altyapısını inşa sürecini tamamlayamayan ve ülkede ciddi sosyo-ekonomik çalkantılar ile karşı karşıya olan Kremlin, Eylül 2021 Duma seçimleri öncesinde, hızla kazanılabilir, büyük bedel ödenmesini gerektirmeyen bir zafere ihtiyaç duymaktadır. Zelensky yönetimi, Batı’yı, özellikle de ABD desteğini konsolide edebilirse, Ukrayna’ya yönelik askeri harekat, Moskova için ancak ağır bir bedel karşılığında başarılabilir hale gelecektir.
  • Tıpkı Rus Devlet Başkanı Putin gibi, Zelensky yönetimi de iç kamuoyunda güçlükler ile karşı karşıyadır. Henüz yakında bir seçim baskısı olmasa da, Ukrayna devlet başkanı ve partisi popülarite düşüşü ile yüzleşmektedir. Covid-19 pandemisi sonrasında yaşanan sosyo-ekonomik düşüş, yapısal önlemler olmadan aşılabilir değildir. Kamuoyu desteğini kazanmanın en iyi yolu, Rusya’ya ülkenin doğusunda karşı koymaktan geçmektedir.
  • Önümüzdeki dönemin bir sıcak savaşa sahne olacağını yüksek bir analitik güven ile söylemek zordur. Öte yandan, özellikle mevzii çatışma trendlerinde ciddi bir artış olacağı öngörülmektedir. Elbette, sahadaki gelişmeler ve Moskova’nın duruma ilişkin risk – kazanç değerlendirmesi, olayların seyrine ilişkin belirleyici olacaktır.